Symbolische Botschaften Sembollü Mesajlar Türkce
Yazar Ozan Yıldırım
Kur’anda Âdem, tapan değil de ! Tapılandır !
Tapmayan İblîs olur ! Ateşten yapılandır !
Odur ‘“HAKK’ın Arzdaki ilk Evi”’ olan Kâbe !
Ona secde ! Mü’minin miracı olan andır !
‘“Secde edip kapıdan eve girin”’ diyor HAK !
Kapıdan başka yerden giren ! Hırsız muhakkak !
“Hikmet şehri benim” der RESÛL ! “Kapısı ÂLÎ !”
Mekke ! Bekke ! M ve B sırlarına müstahak !
Kâbe’nin bulunduğu şehrin ! Var iki adı !
MEKKE ve BEKKE ! Bundan nedir HAKK’ın muradı ?
‘“Arzda ki tüm kentlerin, annesi de bu”’ der HAK !
Toprağa tapmamaktır ! İblîsin tek inâdı !
“Âdem’in başı ! Kâbe toprağından oldu halk !”
“Kâlbi Mescid-ül-aksa toprağı !” Bilmeli halk !
İlk iki mâbed iki şehirde ! HAKK’ın emri !
“Kudüs mâbedinden çık semaya ! Kâbe'den kalk !”
Kudüs mâbedi !‘“Îsâ Mesîh”’ için alâmet !
‘“ÎSÂ’nın gökten yere inmesidir ! Kıyâmet !”’
‘“RESÛL’ün göğsündeki kalbini yarmadan”’ HAK ,
‘“Oku”’ emri vermedi ! İşte budur selâmet !
RESÛL ! ‘“Levh-i mahfûz’u”’
Cibril’i övüp etti o ! Edebe riayet !
Hâlbuki Levh-i mahfûz , Cibril’in de hocası !
Âdem idi ki esmâ ilmine yok nihâyet !
‘B’ ÂLÎ ! ‘M’ MUHAMMED ! Biri ‘“EB !”’ Öteki ‘“ÜM !”’
Kur’anda ! Çözülecek budur en büyük düğüm !
‘“HANÎF DÎN FITRAT DÎNİ !”’ Fıtrat ilk doğuş demek !
Öz Anne ve Babanı bulmazsan ! Sonun ölüm !
MUHAMMEDÂLÎ ! Tek ad gibi yazılır ! Niçin ?
‘“RÛH”’u ! “Eti !” Ve “Kan’ı !” Ayni olduğu için !
‘“ALLAH ın FITRATI”’nı ! İlk, ikisi paylaştı !
Nebi ve Velide O ! Uyandı ! İçin için !
ALLAH der : ‘“PUTSUZ DÎNİ, dünyâda bilen çok az !”’
‘“Herkes bir imâm bulmuş !”’,‘“Ona uyup alır haz !”’
‘“Her ölen gönderilir bağlandığı imâma !”’
‘“O vakit bana çok dil döküp yapar o niyâz !”’
İmâm çift ‘“ÜM !”’ MURTAZÂ ve MUHAMMED’e remiz !
‘“KALEM ve NÛN”’ denilen Baba ile Annemiz !
“Cennet bu çift annenin ayakları altında !
Taklîd imâm cenneti ! Anne rahmi tertemiz !
Taklîd imâm : ya akıl ! Ya şeyh ! Ya dîn adamı !
Düşünce ve eylemde ! Azdır nefs istihdamı !
HAKK’a hesab vermeye inanır onun halkı,
Kendini bilene dek ! Ertelenir îdamı !
Bebek ! Göbek bağının dört damarıyla yaşar !
‘“Cennetin dört ırmağı !”’ Akar anneden şar şar !
Aynen ‘“Secde”’ hâlinde ! Rahimdeki yatışı !
Kıblesi, velinimet anne ! Her gören şaşar !
‘Kıble’ kelimesinin kökü ! Nereden gele ?
Anadoluda Ana Tanrıçadır ‘KİBELE !’
Hacer-ül-esved ile İsmail’in annesi ,
Habeş Hacer ! Ayni ses ve ayni renk ! Bak hele !
‘Baba’, ‘Oğul’ ve ‘Anne’ gibi ! Kâbe yapısı !
Tam ‘Doğuda !’ ‘“İbrâhim makamı”’ ve kapısı !
Kuzeyde İsmail ! Ve ikisi arasında ,
Kuzey Doğuda, Hacer Ana ! Cennet tapusu !
Kapı ! Güneşe açık ! Işık kaldırır bizi !
‘“İbrâhim makamında !”’ Var iki ayak izi !
‘“Ayağa kalktığı yer !”’ Demek insânın ! Makam !
Bulunuz ! Rûhunuzu, Baba ve Annenizi !
‘“Ey MUHAMMED ! Yüzünü dön !”’ Der, HAK ‘“Putsuz Dine !”’
‘“O İBRÂHİM’in dîni ! ÖZLÜK DÎN !”’ Dön kendine !
‘“Kurulması gereken tek ve gerçek dîn işte bu !”’
‘“Çoğunun dîni taklîd !”’Ağlar Mekke ! Medine !
‘“NÛN”’ yâni ‘“Yunus”’ gibi ! ‘“Arş,bebek suda yüzer !”’
Hayâlini ! En güzel rüyâlar ile bezer !
‘“Bir günü elli bin yıl !”’ ‘“Rûh”’ zamanına bağlı !
Hücre hücre ! Mânâda annesini o gezer !
Gelince, süt içmek ve ‘“Buğday yemek”’ zamanı ,
Demir alıp terk eder ! ‘“Nûh gemisi !”’ Limanı !
Kanlı ‘“Kızıl deniz”’ den geçerek Mûsâ gibi ,
Dünyâ çölüne varır ! Unutur Süleyman’ı !
Şeytana uyan ! Hayvân, bitki ve taşa gider !
HAK: ‘“Üç karanlık ile çevrili bir zindan”’ der !
Öz imâmı bulansa ! ‘“İlk ölümünden sonra”’,
‘“Bir daha ölmez !”’ Onu yanına alır Peder !
Şeytan imâm ! Bencil güç ! Kan içinde sürünür !
Beynini kullanarak, senmiş gibi görünür !
‘“Doğru yolda”’ aldatsın diye HAK izin verdi !
‘“Doğru yol”’ olan insân kılığına bürünür !
HAK imâm, içte rûhtur ! Dışta ise, Velîdir !
Her ikisi de Âdem ! HAKK’ın yüzü, elidir !
Rahime her girişte RABB’im dediğin, kendin !
Özden ilk çıkışında ! MUHAMMED ÂLÎ’dir !
İki yüz seksen gündür ! Anne rahmi vâdesi !
‘On kere yirmi sekiz !’ Hilâlin irâdesi !
On parmak, yirmi sekiz boğum ! Bu ne tesâdüf !
Kendini bilmeyenin ! Hep olur iâdesi !
HAK der : ‘“İki elimle ben Âdem’i yarattım !”’
‘“Ona secde etmeyen cini ateşe attım !”’
İki yed ‘Yirmi sekiz !’ ‘OĞLAK’ çizen yıldızlar !
‘“Cumâ rûh üfledim”’ ve ‘“Âdem kalkınca !”’ ‘“Yattım !”’
‘“Artık benim adıma !”’ ‘“O yönetir âlemi !”’
‘“Âdem’dir, oluşturan bil benim âilemi !”’
‘“Yirmi sekiz Nebî ve şifre harfler”’ bunlardır !
Sen de EHLİBEYTİME ! Girip de kurtul emi !
‘Cedî’yi aç sekiz harf ! Sekiz Cennet kapısı !
Cedî ‘On yedi’ eder ! Günlük rekât yapısı !
Yirmi sekiz yıldızdan on yedi çıkar ! On bir !
İkisinin ortası Cumâ ! Rûhun tapusu !
‘Elli’ vakit emretti ! Mîrâçta RAHMÂN namaz !
ALLAH sözünden dönmez ! Ödün vermek anlamaz !
Yirmi sekiz harf ile yirmi iki noktası ,
HAKK’ın resmini çizer ! Bu sırrı bilen de az !
HAK ! ‘“Nûn ve kalem ile yazdığına”’ and içer !
Rahimde ‘“Kalem”’ ile bebeğe beden biçer !
HAKK’ın gözü ‘“Ayn”’ sesi ! Titreşip çıkarır ses,
Rahimde yaratır göz ! Her organa ses seçer !
Böylece biçimini ! İç insâna nakleder !
‘“Âdem'i ben kendime benzer yarattım”’ O der !
‘“Âdem’e öğrettiği her isim !”’ Bir harf adı !
Yâni ayni ton titrer ! Evlâdı ile peder !
Bu yüzden ! ‘“HAK Âdem’i Arzda halîfe yaptı !
Aynadaki kendine ! Âşık olarak taptı !
Aynanın tersinde o ! Görmeyince kendini !
‘“Sırrına !”’ ‘“Kâfir”’ dedi, ‘“İblîs Âdem’den saptı !”’
Âyet der : ‘“Gördüğünde ışıl ışıl bir duman !”’
‘“Kıyâmet günüdür o !”’ Olma gözünü yuman !
‘“Bu duman !
Onu ölmeden gören ! Olur ancak ‘Şâdumân !’
Her harf ‘“Hûri”’ ve ‘“Oğlan !”’ Tek vücûd bir bâkire !
‘“Kadîr gecesi”’ gibi ‘“Siyâh !”’ Rûh batmaz kire !
Bu ışık harfler ile yazılan Kur’an ! Âdem !
‘“Ona el sürmek mümkün, eli temiz”’ fakire !
Yine HAK der :‘“Çıkacak arzın bir yaratığı !”’
‘“Ayıracak o, son gün ! Gerçek ile artığı !”’
Yâni ölmek ve ermek ! Yarar toprak vücûdu !
Yüze çıkar ‘“Rûh”’ denen ! HAKK’ın tende batığı !
‘“İncikten başlayarak ! Meydana çıkınca HAK !”’
‘“Herkes secdeye dâvet olur o gün muhakkak !”’
“Kâfir secde edemez !”’ Belkemiği ‘tek parça !’
Hayvân kalıbına o ! Çünkü etmiş iltihak !
İncik : diz ile uyluk arası ! Yâni bacak !
Ölenin içinden HAK ! ‘“Âdem”’ gibi kalkacak !
Ölmeden evvel ölen ! Rûhu sağken çıkartan ,
‘“Ölüp ölüp doğmaktan”’ Arzda ! Kurtulur ancak !
‘“Başka ölüm tatmamak !”’ ‘“Cennete âit nimet !”’
Zîrâ Rûh, can değil ki ! Giysin o, derili et !
‘“Zahmette kolaylık var”’ der iken sana ALLAH !
Vücûdu sanma sakın ! Ele geçmiş ganimet !
‘“Kıyâmette dil susar !”’ ‘“El ayak gelir dile !
‘“Herkes ayağa kalkar !”’ ‘“Suçun kalıbı ile !”’
İte takılan köpekdişi ! Ata takılmaz !
‘“Yüzden tanınır !”’ ‘“Yüze secde eden !”’ Âile !
‘“Tekrâr takılır, parmak kemiklerimiz bile !”’
Demek ! Doğacağız hem kemik ! Hem kimlik ile !
‘“Derimiz her yandıkça !”’ ‘“Yenisi verilecek !”’
ÂLÎ’yi çıkartana kadar ! Bitmez bu çile !
0 yorum:
Yorum Gönder