30 Mart 2009 Pazartesi

NAMAZ







Nice namaza duran vardir ki, namazindan yorgunlukla, ayaküstü dikilmekten baska bir sey ellerine geçmez.

Burada kasdedilenler, gafil kimselerdir.

Yine Peygamber'imiz (S.A.A.S.) buyurur ki:

Kisi, kildigi namazin suurlu olarak edâ edebildigi kadarindan sevab bekleyebilir.

Ehl-i ma\'rifete göre namaz dört esâsdan ibarettir:

1 — Bilerek namaza girmek,

2 — Edeb ve haya içinde ayakta durmak,

3 — Bütün rükünlerini hürmet içinde edâ etmek,

4 — Endise içinde namazdan ayrilmak
.

Velilerden biri: Kalbini hakikat üzere mesgûl etmeyenin namazi fâsiddir» buyurur.





DoLuNayMeLeK
Bakara
(3)
Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.
Bakara
(43)
namazı kılın, zekatı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.
Bakara
(45)
Sabrederek ve namaz kılarak (Allah'tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah'a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.
Bakara
(83)
Hani, biz İsrailoğulları'ndan, "Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.
Bakara
(110)
namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür.
Bakara
(125)
Hani, biz Kâbe'yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim'den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şöyle emretmiştik: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe'yi) tertemiz tutun."
Bakara
(153)
Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.
Bakara
(177)
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
Bakara
(238)
namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a gönülden boyun eğerek namaza durun.
Bakara
(239)
Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın. Güvenliğe kavuşunca da, Allah'ı, daha önce bilmediğiniz ve onun size öğrettiği şekilde anın (namazı normal vakitlerdeki gibi kılın).
Bakara
(277)
Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekatı verenlerin mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.
Al-i İmran
(39)
Zekeriya mabedde namaz kılarken melekler ona, "Allah sana, kendisinden gelen bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve salihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler" diye seslendiler.
Nisa
(43)
Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.
Nisa
(77)
Daha önce kendilerine, "(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!" derler. De ki: "Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez."
Nisa
(101)
Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.
Nisa
(102)
(Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekat kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar.

İnkar edenler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah inkarcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

Nisa
(103)
namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah'ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü'minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.
Nisa
(142)
Münafıklar, Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı pek az anarlar.
Nisa
(162)
Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.
Maide
(6)
Ey iman edenler! namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin.

Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.


Yine Peygamber\'imiz (S.A.S.) söyle buyurur:

23 Mart 2009 Pazartesi

HADiSLERDE SARKI SÖYLEMEK CALGI CALMAK





Fısk ve içki içilen yerlerde çalgı çalmak ve bunu dinlemek haramdır. Resulullah çobanın kavalını işitince, parmakları ile mübarek kulaklarını kapadı ise de, yanında bulunan Abdullah bin Ömer’e kulaklarını kapamasını emretmedi. Bu da, elde olmadan duymanın haram olmadığını göstermektedir.

Çalgıyı, içki, oyun ve kadın bulunan yerlerde keyif için çalmak haramdır. Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, düğünlerde ve askerlikte davul çalmak da caizdir. [Okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir.] (Hadika)

Def, tambur ve her çeşit çalgıyı evinde, dükkanında bulundurmak, kendisi kullanmasa bile, satmak, hediye etmek, ariyet veya kiraya vermek günahtır. (Berika)

Tasavvuf müziği diye bir şey yoktur. Müzik, nefsin gıdası, ruhun zehirdir, kalbi karartır. (Dürr-ül mearif)

İlahileri çalgı ile, ney çalarak okumak bid'attir. Harama helal diyen ve haramı ibadete karıştıran kâfir olur.
(S.Ebediyye)





Müzik kelimesi, yunanlıların büyük putları olan Zeüs’ün kızları sayılan Mousa (Müz) denilen 9 heykelin adından hasıl olmaktadır. Bozuk dinler, kalbleri ve ruhları besleyemediği için, müziğin, her çeşit çalgı sesinin nefslere hoş gelmesi, nefsleri beslemesi ruhani tesir sanıldı.

Bugünkü batı müziği, kilise müziğinden doğdu. Bugün yeryüzünü kaplayan bozuk dinlerin hemen hepsinde, müzik, ibadet halini almıştır. Müzik ile, her çeşit çalgı ile nefsler keyiflenmekte, şehvani, hayvani arzular kuvvetlenmektedir.

Ruhun gıdası olan, kalbleri temizleyen ve nefsleri ezip, haramlara olan arzularını yok eden, ilahi ibadetler unutulmaktadır. Müzik, her çeşit çalgı, insanları, alkolikler ve morfinmanlar gibi gaflet içinde, uyuşuk yaşatmaktadır. Böylece, nefsleri azdırarak, sonsuz saadetten mahrum kalmasına sebep olmaktadır. İslam dini, insanları bu felaketten korumak için, müziği kısımlara ayırmış, zararlı olanlarını haram kılmış, yasak etmiştir. (S. Ebediyye)

Bayram günü oyun oynamak
Sual: Bayram günü, sahabe çalgı çalıp oynuyorlarmış. Bize de caiz midir?
CEVAP
Çalgı çalmak caiz olmaz. Peygamber efendimiz, Medine’ye geldiği zaman, Medinelilerin iki eğlence günü olduğunu bildirdiler. Resulullah, bu iki günün ne olduğunu sordu. Cahiliyet zamanındaki eğlencelerden bahsettiler. Peygamber efendimiz buyurdu ki:

Allahü teâlâ(c.c), o iki günü onlardan daha hayırlı iki gün olan kurban ve Ramazan bayramının günleri ile değiştirdi.) [Buhari, Nesai, Ebu Davud, Tirmizi]





Hakim-i Tirmizi’nin Nevadiru’l Usul adındaki kitapta rivayet ettiği

hadis-i şerifte Resul-i Ekrem efendimiz

(Her kim şarkı sesine kulak verirse, onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez) buyurdu. Oradakilerden biri tarafından, (Ya Resulallah, ruhaniler kimlerdir?) diye soruldu. Resulullah da, (Cennet ehlinin okuyucularıdır) buyurdu.
(Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi)



Şu 15 kötü haslet işlendiği zaman

ümmetim belaya maruz kalır

1- Ganimete hıyanet edilince

2- Emanetin ganimet sayılınca

3- Zekat cereme kabul edilince

4- Erkek karısına itaat edince (ne kadar cogaldı degilmi sözde kadın erkek eşitligine inanan modern erkekler oysa herkesin bir yeri var KIYAMET Mi GELiYOR yoksa ????)

5- Evlat ana babaya isyan edince (Anaya Babaya itaat ibadettir)

6- Kişi, arkadaşına itaat edince Boşver ya sonra okursun,namazı sonrada kılarsın,ilim arastırmada neymiş arkadaslar beklio hadi gel (*_*)

7- Babaya cefa edilince (Babaya itaat ALLAH'A itaat demektir.)Hadis

8- Toplantılarda yüksek sesle konuşulunca Tayyip Erdogan:Ananıda al git lan...Köylü:Lan mı ?Canın saolsun...

9- En rezil kimse iş başına geçince (Türkiye gündemi burdan belli AKP iKTiDAR TÜRKiYE AC SEFiL TOPRAKLAR SATILIK CANAKKALE KURTULUS BOS SAVAS 30 BiN SEHiT BOSA AGLAYALIM HALiMiZE)Kuran-ıKerim maide suresi 52; Yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin onlar birbirinin dostudurlar kim onları dost edinirse onlardan olur bizden degildir.Süphesiz ALLAH (c.c) Dogruları karartan toplulukları dogru yola eriştirmez.

10- Şerrinden korkulan kimseye ikram edilince George bush nereye gitse ikramda kusur edilmez suudi KRALI EL SUUD ELiYLE LOKUM iKRAAM EDER

11- Her yerde içki içilince (Yoruma gerek var mı?)

12- Erkekler ipek giyinince (Yorum...Gerek yok..sarar abbate vakko vs vs vs)

13- Şarkıcı kadınlar çoğalınca (cok dogru degil mi ?)

14- Çalgı aletleri yayılınca

15- Sonra gelenler, önceki âlimlere lanet edip onları

kötülediği zaman. (Günümüzde sıkca olan birşey)

[Tirmizi]



Gözün zinası [harama] bakmak, kulağın zinası [haram şeyleri] dinlemektir.) [Müslim]

İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah, develerin boyunlarındaki ceresleri [çanları] çıkarmıştır. Halbuki çan şehveti tahrik etmez. Çan bulunan yere rahmet melekleri girmiyor. Artık çalgıyı, çalgı aletlerini

siz düşünün. Şeyh-ul-İslâm Ahmed İbni Kemal efendi hazretleri Kırk Hadis kitabında buyuruyor ki:
(Mizmarları kırmak ve hınzırları öldürmek için gönderildim) hadis-i şerifindeki mizmar, bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir.

YÜCE KUDRET ALLAH (c.c)

CENNETiNE GiRELiM DiYE


HERSEYi SUNMUS

BiZLERE BiZ NANKÖR VE SÜKÜRSÜZLERDE TEVBE EDiP YOLUNA GiRMEYi

COK GÖRÜYORUZ ERTELiYORUZ BiRTÜRLü HATIRLAMIYORUZ.

AMA O KADAR MERHAMETLiKi BiR TEVBEYE BAKIYOR.EN GÜNAHKAR

KULUNU BiLE GÖZLÜYOR NE ZAMAN SAHiP OLDUKLARININ BENiM

SAYEMDE OLDUGUNU ANLAYIM SÜKREDECEK DiYOR.

KULUM BENDEN NE ZAMAN DiLiYCEK BASKALARINDAN MEDET ARAMAYI

BIRAKIP NE ZAMAN BENDEN iSTiYCEK EL ACACAK DiYOR.

BU DÜNYADA ONUN HAK YOLUNU BULUP DOSDOGRU GiDEN CENNETi

BURDA YASAMAYA BASLIYOR.

EN KEYiF ALDGINIZ MEKANDA ARKADASLARINIZLA EGLENDiGiNiZ GÜLÜP

MUHABBET ETTiGiNiZ ZAMANLARI DÜSÜNÜN.

BiR DE SUNU EVDE SESSiZ BiR KÖSEDE SiZE DiNLETiLEN RUHANiLERiN

(yani cennet ehlinin seslerini) RABBiNiZiN RAHMETiNi ALDIGINIZDAKi

DAMARLARINIZDA HiSSEDECEGiNiZ O HAZZI

HER DUA OKUYUSUNUZDA DUANIN BiTiSiNDE ALDINIGINIZ LEZZET TEN O DUAYI BiRDAHA OKUMAK iSTEYiSiNiZi

SiZCE HANGiSi DAHA HAYIRLI.

DEDiKODU YAPILAN BOS SEYLERDEN FAYDA VERMEYEN ORTAMLARDAN

UZAKLASIN BIRAKIN KÖTÜLÜKLER PiSLiKLER KÖTÜLÜGÜYLE PiSLiGiYLE

BiRLiKTE SEYTANIYLA KALSIN

SiZ UZAKLASIN ORDAN VE ARTIK YORGUN OLAN KALBiNiZi RUHUNUZU

ARINDIRIN RUHUNUZU DiNLEYiN

DÜSÜNÜN EN SON KENDiMLE NE ZAMAN GÖRÜSTÜM HAYATINIZI DÜSÜNÜN

BASINIZA GELEN KÖTÜ OLAYLARIN NEDEN GELDiGiNi

NERDE HATA YAPTIGINIZI

ACABA ALLAHA YETERiNCE GÜVENDiNiZMi DUA ETTiNiZ Mi AGLAYARAK iSTEDiNiZ Mi?

ONA ULASMAYI DiLEYiN

2 YOL VARDIR ONA GiDEN

BiRi UZUN DiGERi KISA

KISA OLAN SEVGiDiR SADECE SEVGi VE ONUN EY KULUM BU KÖTÜ YAPMA EY

KULUM BU HARAMDIR SANA ZARARDIR YEME iCME

GiTME DEDiGi SEYLERE UYMAK.

UZUN OLAN iSE KiTAPLARDAN GECER iLiM DERYASINDA YÜZENLER iCiNDiR

BiR YAPRAGIN DAMARLARINDA BiLE ALLAHU TEALAYI BULMAK KAiNATIN

iCiNDEKi YILDIZLARDA SEYRE DALMAK

18.000 ALEMi YASAMAK ARSA ALEMDEKi MELEKLERi iZLEMEK RÜYANDA

ONLARLA DOLASMAK CÜMLE ARSI ALEMi YILDIZLARI

UYANDIGINDA AVUCUNDA BiR YAPRAK BULMAKTIR HER SANiYESi AYRI

GÜZEL ARADIGINIZ ALLAH O SENi ZATINA DAVET EDiYOR

KULUM DUA ET KABUL EDEYiM GECiCi DÜNYALIGI BIRAK BEN SENi KISA BiR

KONUKLUK iCiN GÖNDERDiM DiYOR O KONUKLUK YERi OLAN KONUK EDiCi

DÜNYA ISSIZ HORLUK BiR YER

ANALARINN BABALARIN DA CARESiZ KALDIGINDA ELiNDE HiC BiSEY

OLMADIGINDA iMDADA YETiSEN YÜCE KUDRET ALLAH

SANA DiYORKi DiLE BENDEN NE DiLERSEN

iCTEN SEVGi DOLU BiR KALPLE.......
BIRAK ARTIK iNSANLAR ARKADASLAR ARASINDA KENDiNi ISPATLAMAYA CALISMAKTAN BIRAK ARTIK ONLAR ARASINDA POPÜLER KALMAYA CALISMAKTAN

TOPLUMUN KANAYAN YARASI OLAN KENDiNi BEGENMiSLiGi SANATCI TAKLiTLiGiNi MESRU KILINMAYA CALISILAN AHLAKSIZLIGI SENDE iDRAK ET..

VE ONLARI KENDiLERiNE VE ALLAH KATINDAN KOVULMUS SEYTANA BIRAK.

AYET ALLAHI

ZiKRETMEYENE BiZ BiR SEYTAN VERiRiZDE ODA ONU KABRE KADAR OYALAR.

ÖLÜYE MEZARA DOGRU GÖTÜRÜRKEN

ALLAH AZAMETiYLE 40 SORU SORAR

BU SORULARDAN BiRi SUDUR

EY KULUM BUNCA ZAMAN BENiM VERDiKLERiMLE YEDiN iCTiN ETRAFINA

HOS GÖRÜNMEK iCiN CIRPINDIN DURDUN

SENi YARATAN SANA RIZIK VEREN VE HER DAiM SEN GÖZLEYEN RABBiNE

BiRKERE KALBiNi TEMiZLEYiP GüZEL GÖRÜNDÜNMÜ....

DiNLEYiN SU GÜZELLiGi

SEN NE GÜZEL BiRSEYSiN

YA RABBi

BEN SUSTUM ALLAHIM

SEN SÖYLE iGLiGiMi

21 Mart 2009 Cumartesi

MUTLULUK NERDE

MUTLULUK NERDE
DoLuNayMeLeK

16 Mart 2009 Pazartesi

MUHAMMEDs.a.a.v ALi k.v ONLAR 2 DEGiL TEKTiR NURDUR


Alevi inancına göre, Ali'nin nuru ile Muhammet'in nuru aynıdır. Muhammet bir ilim şehridir; Ali ise o şehrin kapısıdır. Alevi inanışına göre İslamiyete giriş, ancak bu kapıdan olur. Bunun yolu da Aleviliktir.

Alevi felsefesinde, Muhammet'le Ali özdeşleşmiştir. Bunun sonucunda da “Muhammet-Ali” kavramı doğmuştur. Bu ifadenin Muhammet'le Ali gibi; veya, Muhammet ve Ali gibi algılanması yanlıştır.

Burada, iki varlık gibi görünen tek varlık vardır. O varlığın dışı Muhammet, içi Ali'dir. Dış, nübüvveti (şeriatı) temsil eder; iç ise velayeti (hakikati) ifade eder.

Buna bağlı olarak ilk İmam Ali, Ben konuşan Kuran'ım” demiştir. Bu sözde, peygamberin ilmine halife olmak durumu söz konusudur. Bu hilafet de nübüvvettin manevi anlamda devam ettirilmesi anlamına gelir.

Peygamberin manevi mirasına sahip çıkan Hz. Ali, “Perde kaldırılsa bile, 'yakıymin' artmaz benim” demiş ve Tanrı'ya olabilinecek kadar yakın olduğunu, açıkça dile getirmiştir.

İmam Ali, ayrıca şöyle demiştir:

“Biziz peygamberlik ağacı; peygamberlik vahyinin indiği yer, meleklerin gelip gittiği mahal, hikmetlerin kaynakları, ilmin madenleri biziz!..”

Hemen belirtelim: Söz konusu olan, peygamberlik iddiası değildir. Baştan beri vurgulandağı gibi, peygamberliğin içyüzü olan ve sürüp giden velayet olgusudur.

Velayet, İslamiyet'in özüne ulaşmayı hedeflediği için kalıplaştırılmamış,sürekli yenileşmeyi, araştırmayı gündeme getirmiştir.






YA ALi




YALNIZ iMAM HZ HASANIM


ALiM-iN VEFATI HASANIMIN VELAYETi













HZ HASANIMA GELEN MESAJ

MUAViYENIN DALAVERASI


Bölüm 3


Bölüm 4




Bölüm 5



Bölüm 6





Bölüm 7




Bölüm 8




Bölüm 9



Bölüm 10


Filmin sonları tüm olarak olmadıgı icin

10'ar dakikalık

son videoları koyduk

JADE kafirinin efendimiz imam Hasanı zehirlemesi












CENAZE











SON


KAFiRiN ÖLÜMDEN BETER CEZASI


ADALETLiLERiN ADALETLiSi RABBiMiZiN iHANETiNiN


BEDELiNi AKLINI ALARAK VE


iMAM HASAN EFENDiMiZE VERDiGi ZEHRi iCEREK


CENNETE GiRECEGiNi SANDIRARAK ÖDETiYOR


ALEMLERiN RABBiNE SÜKÜRLER OLSUN








Bir ÖzeL DiP NOT


çOk öNEMLi
Peygamber’in (s.a.a) buyruklarını can kulağıyla dinleyen kimse, yaşamlarında köklü bir değişiklik yaparak putperestlikten tevhit dinine dönmüşlerdi. Özellikle Peygamber (s.a.a) Mekke’yi fethedince vaizler, serbest bir ortamda bu dini yayma fırsatı bulmuşlardı.
Sonuçta; şehirlerde, kasabalarda, köylerde çok büyük bir çoğunluk putları kırmış, gönüllerini fetheden tevhit nidasıyla Kâbe’ye dönmüşlerdi. Ama eski geleneklerini bırakmak kendileri için çok zor oluyor ve sürekli vicdanları ile keşmekeş içinde olan; mutaassıp, bağnaz grup, kötü alışkanlıklarından ahlaki ve sosyal çöküntülerden vazgeçemiyorlardı.
Bu durumda Peygamber’in (s.a.a) askeri güçle, putları kırıp, insanlık dışı davranışlara son verme zamanı gelmişti. Tüm ahlaki ve sosyal çöküntülerin kaynağını ve esasen bir çeşit insanlık haremine tecavüz olan putperestliği tümüyle ortadan kaldırmak için zaman gelmişti.
Bu sırada “Beraât” suresi nazil oldu. Peygamber (s.a.a) her yerden haccetmek için Mekke’de bulunan binlerce hacı arasında Allah ve Resulü’nün müşriklerden beri olduğunu bildirdi. Yüksek bir sesle putperestlere, dört aya kadar durumlarını düzeltmelerini duyurmakla görevlendirildi.
Tevhit dinine inanırlarsa, diğer Müslümanların sırasında yer alacaklar, İslam’ın Maddi ve manevi meziyetlerinden yararlanacaklardı. Eğer inat ve bağnazlıklarını sürdürecek olurlarsa, dört ay sonra savaşa hazır olacaklar ve yakalandıkları an öldürüleceklerdi.
Beraât suresi nazil olduğu zaman, Peygamber hac merasimine katılma kararında değildi. Zira Mekke’nin fethinin önceki yılı Allah’ın evini ziyaret etmiş. Sonraları “Heccetü’l-Vida” adıyla adlandırılacak olan sonraki yıl haccetmeği düşünüyordu. Bu nedenle Allah’ın mesajlarını iletmek üzere birini seçmeliydi.
Bu amaçla önce Ebu Bekir’i huzuruna çağırdı Beraat suresinin bazı ayetlerini kendisine öğretti ve kırk kişi ile birlikte, Kurban bayramında (Müşriklere) okuması için Mekke’ye gönderdi.
Ebu Bekir, Mekke’ye yöneldikten sonra ilahi vahiy nazil olarak Peygamber’e (s.a.a); bu mesajları ya Peygamber’in kendisi veya ondan olan birinin halka duyurması gerektiği ve bu iki kişiden başkasının böyle bir yetkisi olmadığı emrini iletti.
Acaba, Vahiy’de Peygamber’den olduğu belirtilen ve vücuduna bu mukaddes elbise dikilen kişi kimdir?
Çok geçmeden Peygamber Ali’yi çağırarak Mekke’ye doğru yola çıkmasını, yolda Ebu Bekir’e ulaşıp ayetleri kendisinden alarak ona, ilahi vahyin Peygamber’e; bu ayetleri ya Peygamber’in kendisi veya ondan olan birisinin halka okuması gerektiğini, emrettiğini,
bu nedenle bu görevin sana verildiğini iletmesini emretti.
Ali (a.s) “Cabir” ve bir grup sahabe ile birlikte, Resulullah’ın özel devesine binmiş olduğu halde Mekke’ye doğru hareket etti, Peygamber’in buyruğunu Ebu Bekir’e iletti. O da ayetleri Ali’ye verdi.
Emire’l-Müminin (a.s) Mekke’ye girdi. Zilhicce ayının onunda Cemere-i Akabe’nin üzerinde, yüksek sesle Beraat suresinin ilk ayetlerini okudu. Resulullah’ın dört maddelik ihtarını herkesin duyabileceği şekilde ilan etti.
Müşrikler İslam hükümetine karşı tavırlarını dört ay içinde belirlemeleri gerektiğini anlamış oldular. Daha dört ay dolmadan gruplar halinde, tevhit dinine girmeye başladılar. Hicretin onuncu yılı dolmadan Hicazda putperestlik tamamen kökünden kazınmış oldu.
Ebu Bekir, görevden azledildiğini haber alınca, rahatsız olarak Medine’ye döndü. Peygamber’in huzuruna vardı ve sitem edercesine dedi ki:
Beni bu işi yapmaya (İlahi ayetleri duyurup müşrikleri uyarmaya) layık gördün, ama çok geçmeden bu görevden azlettin, acaba bu konuda
Allah’tan emir mi geldi?”
Peygamber cevabında buyurdu ki?
Allah’ın elçisi, gelip; ben veya benden olan birisinin dışında, başkasının bu
görevi yapmaya yeterli olmadığını iletti

Görevi yapmaya yeterli güce sahip olan kişi efendimiz s.a.a.v den sonra

Emirül Müminin Hidayet önderi
ALi BiN EBU TALiP








iSTE iMAM HASAN

ALLAH'IN

SELAMI RAHMET VE BEREKETi

RESULULLAH'IN MÜBAREK EHLiBEYTiNE
OLSUN

ALLAH'IN LANETi'DE DÜSMAN OLANLARA







YA ALLAH

YA MUHAMMED

YA ALi

LA iLAHE iLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH

MüMiNLERiN EMiRi HiDAYET ÖNDERi ALi BiN EBU TALiP EFENDiMiZDiR....